top of page

EDİMLER ARASINDA BİR MİSLİNİ AŞAN FARK BULUNUYORSA İİK 278 UYARINCA TASARRUFUN İPTALİ GEREKİR

17. Hukuk Dairesi


2018/1672 E. , 2020/4803 K.

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R Davacı vekili, davalı borçlular ..., ..., ...Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti., aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçluların alacaklarından mal kaçırmak amacıyla adlarına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalılara devrettiklerini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline talep etmişlerdir. Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı, dairemizin 22.02.2016 tarih 2015/2728 Esas 2016/1875 Karar sayılı ilamı ile davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 17.11.2015 tarihli belgeden borçlu ...'nin borcunu ödediği anlaşıldığı, bu durumda mahkemece alacağın ödenmesi nedeniyle davalı ... tarafından satılan 4589 Ada 7 ve 8 sayılı parseller, 5120 Ada 1 parsel ve 4041 sayılı parsele ilişkin davada “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ve yargılama giderlerinin haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, 5261 ada 1 sayılı parselin ise borçlu davalı ... tarafından 2.000,00 TL bedelle davalı ...'ye satıldığı, taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinin ise 11.256,00 TL olduğu bilirkişilerce belirlendiği, böylece ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunduğu, mahkemece 6183 sayılı yasanın 28/2 maddesi uyarınca iptal koşullarının oluşup oluşmadığının irdelenmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere 5261 Ada 1 sayılı parsele ilişkin davanın reddine karar verilmesinin de isabetsiz olduğundan bahisle bozulmuş, bozmadan sonra dava konusu 7, 8, 1 ve 4401 sayılı parseller açısından uyulan Yargıtay kararı da gözetilerek borçlu ...'nin dayanak borcunu ödediği anlaşılmakla, bu taşınmazlar yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalılardan ...'ye devredilen 5261 ada, 1 parsel numaralı taşınmazın her iki yanın dayanağı deliller, tanık beyanı ve tüm dosya kapsamı gözetilerek bedeller arasındaki fark tek başına muvazaa için yeterli görülemeyeceği gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-6183 sayılı yasanın 28/2. maddesine göre borçlunun kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği tasarruflar bağışlama hükmündedir. Dava konusu 5261 ada 1 sayılı parselin borçlu davalı ... tarafından 2.000,00 TL bedelle davalı ...'ye satıldığı, taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinin ise 11.256,00 TL olduğunun bilirkişilerce belirlendiği, böylece ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunduğu sabittir. Davalı ... rayiç bedeli ödediğini ispat edecek nitelikte bir belge sunmamıştır. Sunulan emlakçı sözleşmesi her zaman düzenlenmesi mümkün bulunduğundan delil olarak itibar edilmesi mümkün değildir. Bedel farkının olduğu durumlarda üçüncü kişinin iyiniyetli olması sonuca etkili değildir. Bu durumda mahkemece bu taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

7 görüntüleme0 yorum
Yazı: Blog2_Post
bottom of page