top of page

BANKA HAVALESİNDEKİ AÇIKLAMALARIN GERÇEĞİ YANSITMADIĞINI İDDİA EDEN TARAF İSPAT YÜKÜ ALTINDADIR

3. Hukuk Dairesi 2013/87 E. , 2013/1544 K.


İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 51.871,50 TL bedelli takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin arsa alım işi ile ilgili olarak davalının banka hesabına değişik tarihlerde toplam 50.000,00 TL para gönderdiğini ancak davalının edimini yerine getirmediğini, parayı da iade etmeyerek haksız zenginleştiğini, paranın iadesini sağlamak için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve davalının %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; banka havalesi ile davalının hesabına gönderilen paraların sebepsiz zenginleşme iddiası ile iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davacı tarafından davalı adına 18.06.2010 tarihinde 20.000,00 TL'nin havale edildiği, havale makbuzunda herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, 25.06.2010 tarihinde 20.000,00 TL'nin havale edildiği, havale makbuzunda "arsa için gönderilen para" açıklamasının bulunduğu; 20.07.2010 tarihinde 10.000,00 TL'nin havale edildiği, havale makbuzunda "arsa için yatan para" açıklamasının bulunduğu, mahkemece itirazın 30.000,00 TL'lik kısmının iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına; 18.06.2010 tarihinde havale edilen 20.000,00 TL'ye ilişkin havale makbuzunda herhangi bir açıklama bulunmadığı gerekçesi ile davanın 20.000,00 TL'lik kısmının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Havale, hukuksal niteliği itibariyle ödeme vasıtası olup, havalenin borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yasal karine olarak kabul edilir. Ancak, dava konusu 25.06.2010 ve 20.07.2010 tarihli banka havale dekontlarında paraların "arsa için" gönderildiği açıklandığı için davacının bu paraları borç olarak değil arsa alım işi için gönderdiği anlaşılmaktadır. Bu durumun aksini, yani paraların arsa işi ile ilgili gönderilmediği hususunu ispat yükü davalı tarafa düşmektedir. Somut olayda davalı ödeme emrine itiraz dilekçesinde yalnızca takip alacaklısına borcu bulunmadığını beyan etmiş; eldeki itirazın iptali davasında cevap dilekçesi vermemiş, yalnızca bir duruşmaya katılmış ve davanın reddine karar verilmesini savunmuş; ödemelere ilişkin herhangi bir savunma yapmamıştır. Davacının davalıya gönderdiği paraların ödeme tarihleri dikkate alındığında 3 havaleninde aynı sebebe dayalı olarak gönderildiği anlaşılmaktadır. Davalının da bu hususta bir itirazı bulunmadığına göre 18.06.2010 tarihinde havale edilen 20.000,00 TL'nin de arsa alım işi ile ilgili gönderildiği kabul edilerek toplam 50.000,00 TL yönünden davanın kabulü gerekirken; havale makbuzunda herhangi bir açıklama bulunmadığı gerekçesi ile davanın 20.000,00 TL'lik kısmının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

25 görüntüleme0 yorum
Yazı: Blog2_Post
bottom of page